Dolandırıcılık Suçu ve Kapsamı

Dolandırıcılık Suçu ve Kapsamı

Hukuki destek için Avukat Mehmet Sinan Akkuş'u arayabilirsiniz
0 (532) 155 08 50

Bu yazının güncel halini Dolandırıcılık Davası Avukatı sayfasında okuyabilirsiniz.

Dolandırıcılık suçu ile ilgili hükümler Ceza Kanunumuzun 157, 158 ve 159. maddelerinde, Malvarlığına Karşı Suçlar başlığı altında düzenlenmiştir. Dolandırıcılık suçu, 157. maddede, “hileli davranışlarla bir kişiyi aldatarak malvarlığı bakımından onun veya başkasının zararına yol açacak şekilde davranışta bulunan kişinin kendisine veya bir başkasına yarar sağlaması” olarak tanımlanmıştır.

Dolandırıcılık suçu bakımından hile, failin mağdur bakımından gerçek hakkında doğru olmayan düşünce ve inanca sahip olmasının sağlanmasıdır. Hile, var olan bir durum veya olay hakkında yapılabilecek olup, gelecekte meydana gelebilecek olaylar hakkında geçerli olmamaktadır. Failin, mağdurun bilgisizliğinden kendisinin veya bir başkasının yararına faydalanması da dolandırıcılık suçu bakımından aldatma olarak tanımlanmaktadır. Hile ile aldanma arasında nedensellik ilişkisi mevcut olmalıdır. Hile sergilendikten sonra meydana gelen aldanma durumu ile mağdur denetim davranışları içinde bulunmamalıdır. Meydana gelen aldanma durumu failden kaynaklanmıyorsa, dolandırıcılık suçu bakımından tipe uygunluk kriteri söz konusu olmayacaktır. Dolandırıcılık suçunun meydana gelebilmesi için bir yararın sağlanması ve bir zararın ortaya çıkması gerekmektedir. Zarar ve yarar bir ekonomik değeri olan malvarlığına ilişkin olmalıdır. Manevi değerlerde meydana gelen zararlar ve yararlar bu suç kapsamında değerlendirilmemektedir. Ayrıca, zararın tazmini suçun oluşmasını engellememekte, etkin pişmanlık sayılarak cezada indirime gidilmesini sağlamaktadır.

Dolandırıcılık suçunun nitelikli halleri yani cezayı ağırlaştırıcı nedenleri, yine Türk Ceza Kanunumuzda Nitelikli Dolandırıcılık başlığı altında 158. maddede düzenlenmiştir. Birden fazla nitelikli halin aynı olayda gerçekleşmesi durumunda cezaların içtimaına ilişkin kanunda bir açıklık bulunmamakta, yine Türk Ceza Kanunumuzun 61. maddesi çerçevesinde alt sınırın üzerinde ceza tayin edilebilmektedir. Dolandırıcılık suçunun muskacılık, üfürükçülük gibi dini inanç ve duyguların istismarı yoluyla işlenmesi; kişinin çaresizlik içinde bulunduğu tehlikeli durum veya zor şartlardan fayda sağlanarak işlenmesi; sarhoşluk, akıl zayılığı, yaşlılık vb. şekilde kişinin olayları algılama yeteneğinin zayıflığından yararlanarak işlenmesi; dolandırıcılık suçunun kamu kurum ve kuruluşlarının, meslek kuruluşlarının, siyasi dernek, vakıf ve partilerin aracılığıyla işlenmesi; kamu kurumlarının ve kuruluşlarının zararına işlenmesi (kamu kurum ve kuruluşlarının hem zararına hem de bunların aracılığıyla dolandırıcılık suçunun işlenmesi farklı nitelikli hallerdir); suçun bilişim sistemlerinin, bankaların veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması şeklinde işlenmesi; basın, yayın araçları ile kolaylık sağlanarak işlenmesi; tacir, şirket yöneticisi veya şirket yetkililerinin ticari faaliyet esnasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatif faaliyeti esnasında işlenmesi; serbest meslek sahiplerinin meslekleri nedeniyle kendilerine duyulan güvenden faydalanarak suçun işlenmesi; banka ve kredi kurumları tarafından açılmaması gereken kredilerin açılmasını sağlamak amacıyla suçun işlenmesi; suçun herhangi bir sigorta bedelinin alınmasını sağlamak amacıyla işlenmesi; suçun failinin kendisini kamu görevlisi, banka, sigorta şirketi veya kredi kurumu çalışanı olarak tanıtarak veya bunlarla ilişkili olduğunu söyleyerek işlenmesi halleri dolandırıcılık suçunun nitelikli halleridir ve bunların işlenmesi durumunda 3 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına ve ayrıca 5000 güne kadar adli para cezasına hükmedilecek, dolandırıcılık suçunun kamu kurumlarının ve kuruluşlarının zararına, bilişim sistemlerinin, bankaların veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması şeklinde, serbest meslek sahiplerinin meslekleri nedeniyle kendilerine duyulan güvenden faydalanarak, sigorta bedelinin alınmasını sağlamak amacıyla ve suçun failinin kendisini kamu görevlisi, banka, sigorta şirketi veya kredi kurumu çalışanı olarak tanıtarak veya bunlarla ilişkili olduğunu söyleyerek, ayrıca kamu görevlileriyle hatır ilişkisi içinde bulunulduğu belirtilerek belirli bir işin görüleceği vaadiyle işlenmesi hallerinde ise hükmedilecek hapis cezasının alt sınırı 4 yıl olup, adli para cezası da en az suçtan elde edilen menfaatin 2 katı olacaktır. Dolandırıcılık suçunun 3 veya daha fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi durumunda verilecek cezalar yarı oranda artacaktır. Dolandırıcılık suçunun suç işlemek amacıyla kurulan bir örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi durumunda ise verilecek cezalar 1 kat oranında artırılacaktır.

Dolandırıcılık suçu bir hukuki ilişkiden kaynaklanan alacağa yönelik işlenirse, şikayet halinde, verilecek ceza 6 aydan 1 yıla kadar hapis cezası veya adli para cezası olacaktır.

Dolandırıcılık suçunun tamamlanması ile bu suç hakkında kovuşturma başlamadan önce, yani soruşturma aşamasında veya soruşturma öncesinde suçun faili, azmettireni, yardım edeni pişmanlık göstererek zararı, geri verme veya tazmin ederek gidermesi halinde verilecek ceza üçte ikisine kadar indirilir. Etkin pişmanlık kovuşturma aşamasında hüküm verilene kadar gösterilirse verilecek ceza yarı orana kadar indirilebilecektir. Ayrıca, bu suç ayrılık kararı verilmemiş eşler arasında, aynı konutta yaşayan kardeşler arasında, üstsoy ve altsoy ile aynı derecede kayın hısımlarından birisi ile evlat edinen ile evlatlık arasında işlenirse cezaya hükmolunmayacaktır. Ancak bu suç aralarında ayrılık kararı verilmiş eşler arasında, aynı konutta yaşamayan kardeşler arasında, aynı konutta yaşayan amca, dayı, hala, yeğen, teyze veya 2. derecede kayın hısımlarına karşı işlenmiş ise, şikayet üzerine, verilecek cezada yarı oranında indirime gidilecektir. Son olarak dolandırıcılık suçu bir tüzel kişiliğin yararına işlenmişse, tüzel kişilere özgü güvenlik tedbirine hükmolunacaktır.