Zamanaşımı, bir alacaklının alacak hakkını, borçludan hukuk düzeninin tanımış olduğu belirli süre içerisinde talep etme imkanı tanıyan sınırlamadır. Vadesi gelmiş bir borç hakkında kanun tarafından belirlenmiş olan zamanaşımı süresi geçmişse ve ayrıca zamanaşımı kesilmemiş ve durmamışsa o borç zamanaşımına uğramıştır ve borcu sona erdiren sebeplerden birisi ortaya çıkmıştır. Özel hukukta, yani taraflardan birinin devlet kurumu olmadığı durumlarda zamanaşımına uğramış borçlar borçlu tarafından ileri sürülmesi gereken def'i olduğu halde, Vergi Hukukuna ilişkin zamanaşımı bakımından mükellefin, verginin zamanaşımına uğradığını ileri sürmesi gerekmemektedir. Bu durum Vergi Usul Kanununun 113. maddesinin 2. fıkrasında yer almaktadır.
Vergi Hukukumuzda Vergi Dairelerinin vergileri mükelleflerden isteme yetkilerini sınırlandıran iki çeşit zamanaşımı bulunmaktadır. Bunlar, Vergi Usul Kanununda yer alan Tahakkuk Zamanaşımı ve Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunda yer alan Tahsil Zamanaşımıdır.
Tahakkuk Zamanaşımına ilişkin olarak Vergi Usul Kanununun 114. maddesinin 1. fıkrasında, vergi alacağının, alacağın doğduğu takvim yılını takip eden yılın başından başlamak üzere 5 yıl içinde tarh ve mükellefe tebliğ edilmeyen vergilerin zamanaşımına uğrayacağı belirtilmektedir. Bu 5 yıllık süre Vergi Usul Kanunu kapsamında yer alan tüm vergiler için geçerlidir. Ancak bu durumun istisnaları mevcuttur. Emlak Vergisi Kanunu bakımından bildirim dışı kalan taşınmazlara ilişkin vergi ve ceza zamanaşımının, bildirim dışı kaldıklarının idarece öğrenildiği tarihten itibaren başlaması, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu bakımından mükellefiyetin beyanname verilmemesi nedeniyle bildirilmemiş malların veya verilmiş olan beyannamede beyan dışı bırakılan malların idarece öğrenildiği tarihten itibaren başlaması 5 yıllık zamanaşımı sürelerinin istisnalarıdır. Nedeni de, idarece öğrenilme tarihlerinin ispatının vergi mükellefleri bakımından neredeyse imkansız olmasıdır.
Genel olarak vergi cezaları bakımından ise zamanaşımı süresi, vergi ziyaı suçu bakımından 5 yıl, usulsüzlük suçu bakımından 2 yıl olarak düzenlenmiştir. Bu iki suçun birleşmesi durumunda ise ceza zamanaşımı süresi 5 yıl olacaktır.
İdarenin vergi alacağını izleme imkanının kalmaması veya çok zor olması, vergi dairesinin matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurması ve mücbir sebepler tahakkuk zamanaşımını durdurmaktadır.
Tahsil Zamanaşımı ise Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 102. maddesinin 1. fıkrasında yer almakta, kamu alacaklarının vadelerinin denk geldiği yılı takip eden yılın başından başlamak üzere 5 yıl içinde tahsil edilmemiş olmaları halinde söz konusu olmaktadır.
Vergi yükümlüsünün, kefilin, yabancı kişilerin veya yetkili temsilcilerin yurt dışında bulunması, hileli iflas, tereke tasfiyesi nedeniyle takibat imkanı bulunmaması tahsil zamanaşımını durduran nedenlerdir. Ödeme, haciz uygulanması, cebren tahsil, icra takibi sonunda yapılan tahsilat, ödeme emrinin tebliğ edilmesi, mal bildirimleri, mahkemelerin alacak hakkında bozma kararı vermesi, alacağın teminata bağlanması, ödeme planına bağlanması, özel kanunlara uygun olarak ödeme başvurusunda bulunulması, yürütmenin durdurulması kararları ise tahsil zamanaşımının kesilmesi nedenleridir.