Ceza Avukatı - Konu Başlıkları
Ceza avukatı, ceza hukuku aşamalarını müşteki vekili veya sanık müdafi sıfatıyla müvekkili adına yürüten avukatlık ruhsatı ve baro kaydı bulunan hukukçudur.
Ceza avukatı, ceza hukukunun bütün aşamalarında müvekkilini savunmak adına görev yapar. Bu nedenle ceza avukatı, ceza hukukunun 2 aşamasında görev yapmaktadır. Bu aşamalar, soruşturma ve kovuşturma aşamalarıdır.
Soruşturma Aşaması
Soruşturma aşaması, suç şüphesinin öğrenilmesi ile iddianamenin kabul edilmesi sürecini kapsar. Suç şüphesinin öğrenilmesi ile iddianamenin reddi veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karara itiraz süresi sonuna kadar olan süre de soruşturma aşamasını kapsamaktadır.
Suç haberinin alınması ile başlayan soruşturma aşamasında suç işlendiği izlenimi oluşturan başlangıç şüphelerinin varlığı mevcutsa Cumhuriyet Savcısı araştırmaya başlamak zorundadır.
Soruşturma Aşamasına Katılan Kişiler Kimlerdir?
Bu aşamada, Savcı, Sulh Ceza Hakimliği, Kolluk, Şüpheli, Müdafi – Vekil, Suçtan Zarar Gören- Mağdur yer almaktadır.
Savcı: Suçun işlendiği izlenimi veren bir durumun varlığında kamu davası açmaya yer olup olmadığına karar verebilmek için işin gerçeğini araştırmaya başlar. Bu amaçla doğrudan veya emrindeki kolluk aracılığı ile her türlü araştırmayı yapar. Şüphelinin lehine ve aleyhine olan tüm delilleri toplar. Toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa iddianame düzenler. Bu bakımdan savcı, kamu davası açmakla görevli bulunan bir devlet memurudur.
Sulh Ceza Hakimliği: Ceza yargılamasında soruşturma aşamasında hâkim tarafından verilmesi gereken kararları alır. Bu kararlara karşı yapılan itirazları inceler.
Adli Kolluk: Polis, jandarma, gümrük muhafaza görevlileri ve sahil güvenlik görevlileri adli kolluk görevlileridir. Adli kolluk görevlileri, kendilerine bir suça ilişkin yapılan;
- İhbar veya şikayetleri,
- El koydukları olayları,
- Yakalanan kişileri,
- Uygulanan tedbirleri,
Derhal Cumhuriyet Savcısına bildirir. Emir doğrultusunda gerekli soruşturma işlemlerine başlar.
Şüpheli: Soruşturmaaşamasında,suç işlediği şüphesi altında bulunan kişidir. Sanık, soruşturma aşaması bitip kovuşturma aşaması başlangıcından itibaren hüküm kesinleşene kadar, suç şüphesi altında bulunan kişidir.
Müdafi – Vekil: Müdafi, şüpheli veya sanığın ceza muhakemesinde savunmasını yapan avukatıdır. Vekil ise katılan, suçtan zarar gören veya malen sorumlu kişiyi temsil eden avukattır.
Suçtan Zarar Gören-Mağdur: Suç nedeniyle zarara uğrayan kişi suçtan zarar görendir. Dar anlamda suçtan zarar görenle mağdur aynıdır.
Koruma Tedbirleri Nelerdir?
Koruma tedbirleri, soruşturma aşaması içerisinde savcı tarafından şüpheli aleyhine talep edilebilecek tedbirlerdir. Bu işlemler aşağıda belirtilmiştir.
Yakalama – Gözaltı: Şüpheli ya da sanık hakkında gözaltı, tutuklama veya seçenek tedbirler uygulanabilmesi amacıyla hakim kararı olmadan alıkonulmasına yakalama denir. Cumhuriyet Savcısı kararı ile nezarethaneye konma kararı ise gözaltıdır.
Tutuklama: Kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin ve tutuklama nedeninin bulunması halinde tutuklama gerçekleştirilir. Şüpheli veya sanığın yargılama devam ederken özgürlüğünün hâkim kararıyla sınırlandırılarak hapishaneye konmasına "tutuklama" denir.
Adli Kontrol: Ceza yargılaması devam ederken şüpheli ve sanık hakkında tutuklama kararı verilmesi en son başvurulması gereken tedbirdir. Kaçma, delilleri karartma gibi ceza yargılamasını engelleyebilecek ihtimallerin düşük olması halinde uygulanabilecek seçenek tedbirlerdir. Yurt dışına çıkış yasağı, elektronik kelepçe takılması, düzenli olarak imza atma gibi tedbirleri içerir.
Zorla Getirme: Hakkında tutuklama kararı verilmesi veya yakalama emri düzenlenmesi için yeterli nedenler bulunan ya da ifade veya sorgu için çağrılan fakat buna uymayan şüpheli veya sanığın çağrıyı yapan makam önüne zorla getirilmesidir.
Arama: Makul şüphenin varlığı halinde yakalama veya delil elde etme amacıyla sanık, şüpheli veya üçüncü bir kişinin meskeninde, işyerinde ve başka yerlerde, kişinin üstünde veya eşyasında yapılan araştırmadır. Arama kararını Sulh Ceza Hakimi verir. Gecikmede sakınca bulunan durumlarda savcı veya kolluk tarafından da hakim onayı alınmak üzere arama kararı verilebilir.
El koyma: İspata yarayacak, delil niteliğindeki eşyanın muhafaza altına alınmasıdır.
İletişimin Dinlenmesi, Kayda Alınması ve Sinyal Bilgilerinin Değerlendirilmesi: Bir suç nedeniyle yapılan soruşturma ve kovuşturmada suçun işlendiğine dair somut delillere dayanan kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka suretle delil elde edilmesinin bulunmaması durumunda şüpheli veya sanığın telekomünikasyon yoluyla iletişiminin dinlenmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesidir. Bu tedbire ilişkin karar, hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısı tarafından verilir.
Mobil Telefonun Yerinin Tespiti: Sanık veya şüphelinin kullandığı mobil telefonun yerinin tespit edilerek şüpheli veya sanığın bulunduğu yerin belirlenmesidir.
İletişimin Tespiti: İletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemlerdir.
Gizli Soruşturmacı Görevlendirilmesi: Suç örgütü içine sızarak gözetlemek, izlemek, örgüte ilişkin her türlü araştırmada bulunmak, suçlarla ilgili iz, eser, emare ve delilleri toplamak ve muhafaza etmekle görevlendirilen kamu görevlisidir.
11Teknik Araçlarla izleme: Şüpheli veya sanığın ses ve görüntü kaydeden araçlar yardımıyla izlenmesidir.
Gözlem Altına Alınma: Şüpheli veya sanığın algılama yeteneğinin bilirkişi tarafından incelemesidir.
Beden Muayenesi: İç organlarda yapılan muayene ile vücuttan kan veya benzeri biyolojik örnekler alınması ve cinsel organlar veya anüs bölgesinde yapılan muayene iç beden muayenesi, bunların dışında kalan vücudun dış yüzeyinde yapılan muayene ile saç, tükürük, tırnak gibi örnekler alınabilmesi dış beden muayenesidir.
Moleküler Genetik İncelemeler: Gerekli tür ve miktarda biyolojik materyal kullanımı ile ilgili kişiyi diğer kişilerden ayıran genetik kurallara uygun olarak aktarılan özellikler üzerinde yapılan moleküler araştırmadır.
Fizik Kimliğinin Tespiti: Sanık veya şüphelinin beden ölçülerinin, parmak ve avuç içi izi ile bedeninde yer alan, teşhisini kolaylaştıran diğer özelliklerinin kayda alınmasıdır. Ses de bu kapsamda değerlendirilir.
Kovuşturma Aşaması
İddianamenin kabulüyle başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar geçen aşamaya Kovuşturma Aşaması denir. Bu aşamanın amacı, ceza muhakemesi hukuku ilkeleri doğrultusunda maddi gerçeğe uygun hüküm verilmesinin sağlanması ve hükmün infaz edilebilir hale getirilmesidir.
Kovuşturma Aşamasına Katılan Kişiler Kimlerdir?
Bu aşamada Hakim - Mahkeme, Savcı, Sanık, Malen Sorumlu, Müdafi, Vekil, Suçtan Zarar Gören - Mağdur, Zabıt Katibi, Bilirkişi yer almaktadır. Hem soruşturma hem kovuşturma aşamasına katılan kişilerin tanımı soruşturma aşaması içinde yer aldığı için tekrar yer verilmemektedir.
Hakim - Mahkeme : Ceza davasında uyuşmazlık hakkında iddia ve savunmanın sunduğu delillerin ve taleplerin doğrultusunda karar veren kişidir.
Sanık: Kovuşturmanın başlamasından hükmün kesinleşmesine kadar, suç şüphesi altında bulunan kişidir.
Malen Sorumlu: Yargılama konusunun hükme bağlanması ve bunun kesinleşmesinden sonra, maddi sorumluluk taşıyarak hükmün sonuçlarından etkilenecek veya bunlara katlanacak kişidir.
A. Duruşma Hazırlığı Aşaması
Duruşma hazırlığı aşamasında yapılan işlemlerin ana amacı, kesintisiz duruşma yapılmasının sağlanmasıdır. Mahkeme duruşmanın sağlıklı yürütülmesini sağlayacak birtakım işlemleri yerine getirir. Uygulamada bu aşamaya "Tensip" adı verilir. Bu aşamada yapılan işlemler "Tensip zaptı" denilen tutanağa kayıt edilir.
Duruşma günü ve saati belirlenir. Duruşmada hazır bulunması gereken kişiler çağrılır. Sanığa ve müdafiine duruşmada hazır bulunmaları için belirlenen duruşma gününü içeren çağrı kağıdı mahkeme tarafından doğrudan tebliğ edilir. Çağrı kağıdının tebliği ile duruşma günü arasında en az bir haftalık süre bulunması gerekir. Bu süre sanığın savunmasını hazırlayabilmesi için zorunludur.
B. Duruşma Aşaması
Duruşma aşaması tarafların iddia ve savunmalarını yaptıkları, ceza davası ile ilgili tartışmanın yürütüldüğü aşamadır. Duruşma ceza hukukunda maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için gereklidir. Duruşmada yapılacak yargılama sonucunda sanığın işlediği iddia edilen suçu işleyip işlemediği anlaşılacaktır.
Duruşma, kural gereği yargılama ile ilgisi bulunan veya bulunmayan herkesin katılımına açıktır. Genel ahlakın ve kamu güvenliğinin kesin gerekli kıldığı durumlarda duruşmanın bir kısmı veya tamamı kapalı olarak yapılabilir.
Duruşmanın düzen ve disiplininin sağlanması için hakim bir takım tedbirleri alabilir. Hakim, duruşmanın düzenini bozan kişiyi, savunma hakkını kullanmasını engellememek koşulu ile salondan çıkartabilir. Kişi, dışarı çıkarılması esnasında direnir veya karışıklık çıkarırsa hakim veya mahkeme tarafından verilecek bir kararla 4 güne kadar disiplin hapsine konabilir.
Delillerin Ortaya Konulması Ve Tartışılması
Ceza yargılamasında fiilin fail tarafından işlenip işlenmediği konusunda hukuk düzenince kabul edilen kurallar doğrultusunda yargılama makamının tam bir kanaate ulaşmasına ispat denilmektedir. Hukuk düzeninin kabul ettiği ispata yarayan araçlar da delillerdir.
Ceza yargılamasında, hukuk yargılamasında olduğu gibi bir ispat yükü bulunmamaktadır. Sanık suçlu olmadığını ispatlamak zorunda değildir. Mahkeme kendiliğinden yapacağı araştırma sonucunda yargılamaya getirilen delillerin tartışılması ile sanığın suçlu olup olmadığı konusunda bir karar verecektir. Yargılama sonucunda sanığın suçu işlediği tam olarak ortaya çıkmadıkça, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereği, sanık suçsuz kabul edilmelidir.
Duruşmanın Sona Ermesi Ve Hüküm Verilmesi
Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Hüküm iddianamede belirtilen suça ilişkin fiil ve fail hakkında verilir. Mahkeme, iddianame dışında kalan bir fiile ya da kişiye ilişkin hüküm veremez.
Hükümde üç unsur bulunur. Bunlar;
- Mesele: Mahkemenin önüne gelen olay ve bundan kaynaklanan hukuki sorundur.
- Sonuç: Mahkemenin hukuki soruna ilişkin vardığı çözüm bu kısımdır.
- Gerekçe: Mahkemenin, kararına dayandırdığı olgulardır.
Hüküm Çeşitleri Nelerdir?
Beraat: Beraat kararı verilebilmesi için;
- Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,
- Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,
- Yüklenen suçta failin kast veya taksirinin bulunmaması,
- Suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen olayda bir hukuka uygunluk nedeni bulunması,
Gerekmektedir.
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı: Suçun tüm unsurları gerçekleşmiş olsa bile cezalandırılmaya engel olan sebepler olarak nitelendirilen unsurların varlığı halinde verilir.
Mahkûmiyet: Mahkûmiyet kararı verilebilmesi için;
- Sanığın suçu işlediğinin sabit olması,
- Mahkemede yargılama konusu suçun sanık tarafından işlendiğine dair kesin bir kanaat oluşması
Gerekmektedir.
Güvenlik tedbirine hükmetme: Sanık hakkında cezayla beraber ya da ceza yerine güvenlik tedbirine de hükmedilebilir. Ancak bunun için sanığa yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olması gerekmektedir. Akıl hastası kişinin tehlikeli olabileceği durumlarda bir hastanede tedavi görmesi kararı bir güvenlik tedbiridir.
Ret: Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm varsa veya açılmış bir davanın mevcut ise ret kararı verilir.
Düşme: Düşme kararı verilebilmesi için;
- Sanığın ölümü,
- Af,
- Zamanaşımı,
- Şikayete tabi suçlarda süresi içinde şikayette bulunmama,
- Şikayetten vazgeçme,
Durumlarının meydana gelmiş olması gerekmektedir.
Durma: Soruşturma veya kovuşturma şarta bağlı olup şartın gerçekleşmesinin beklenmesi gereken durumlarda verilmelidir.
Adli yargı dışındaki bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı: Bu kararla uyuşmazlık hukuken bir çözüme kavuşmaz. Mahkemenin, uyuşmazlığın bir ceza davasının konusunu oluşturamayacağı, ceza mahkemelerinin bu uyuşmazlığa çözüm getiremeyeceğine ilişkin karardır.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB): Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması, açıklanacak duruma gelen hükmün sanık hakkında hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder. Çünkü hüküm açıklanmaz. Açıklanmayan hüküm hukuki sonuç doğurmaz.
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Koşulları Nelerdir?
Objektif koşul: Hüküm ile verilen ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezası olmalıdır.
Sübjektif koşullar:
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış olması gerekmektedir.
- Mahkemenin, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varması gerekmektedir.
- Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın sanık tarafından aynen iade edilmesi, suçtan önceki haline getirilmesi veya tazmin edilmesinin sağlanması gerekmektedir.
- Sanık hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ederse bu yönde karar verilir. Aksi halde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemez.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi durumunda sanık hakkında 5 yıl boyunca denetimli serbestlik tedbiri uygulanır. Denetimli serbestlik süresi kararın kesinleşme tarihinde başlar.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra yargılama durur. Sanık, 5 yıllık süre içinde kasten suç işlerse, başka tedbirlere karar verilip bu tedbirler uygulanmazsa açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile kovuşturma evresi sona ermez. HAGB denetim süresi içinde başkaca kasten bir suç işlenmezse düşme kararı verilir.
Kanun Yolu Nedir?
Davaya bakan mahkeme, yargılama sırasında vereceği kararda hata yapabileceği gibi, eksik veya haksız bir karar verebilir. Bunların giderilmesi ve maddi gerçeğe uygun karar verilebilmesi amacıyla hukuki denetim yolu işletilir.
Kanun yoluna başvurabilmek için, verilen karar ile kanun yoluna başvuru hakkını kullanan kişinin menfaati zarar görmelidir.
Kanun yollarına başvurmanın etkileri:
Aktarma Etkisi: Kanun yoluna başvuru sonucu davanın ilk derece mahkemesinden üst mahkemeye gönderilmesidir.
Yayılma Etkisi: Sanık yararına bozulan hükmün kanun yoluna başvurmayan diğer sanıklar yararına da uygulanmasıdır.
Durdurma Etkisi: Kanun yoluna başvuru sonrası ilk derece mahkemesinin kararının infazının durmasıdır.
Kanun yollarına başvurabilecek kişiler Kimlerdir?
Mahkemenin vermiş olduğu aleyhe kararlara karşı kanun yoluna başvurabilecek kişiler;
- Şüpheli,
- Sanık,
- Cumhuriyet Savcısı,
- Katılan,
- Katılma talebi reddedilen kişiler,
- Suçtan zarar gören kişilerdir.
Ceza Muhakemesi Kanununda Yer Alan Kanun Yolları Nelerdir?
Olağan kanun yolları: Kesinleşmemiş mahkeme kararlarına karşı başvurulabilen kanun yoludur.
İtiraz: Hâkim veya mahkeme kararına karşı belirli kişiler tarafından 7 gün içinde kararı veren makama yapılacak başvuru ile kararın yeniden incelenmesine talepli kanun yoludur. İtiraz kanun yolu ilk derece mahkemelerinin ara kararları için geçerlidir.
İstinaf: İlk derece mahkemelerinin verdiği hükümlere karşı hukuka uygunluk ve esas yönünden inceleme yapılması amacıyla başvurulan kanun yoludur. İstinaf başvuru süresi 7 gündür. Hüküm açıklanırken başvuru hakkı olan kişiler mevcut değilse istinaf süresi tebliğ ile başlar.
Temyiz: İstinaf mahkemeleri tarafından verilen kararlara karşı yeniden inceleme için yapılan kanun yoludur. Başvuru gerçekleştirilirken istinaf mahkemesi kararının değiştirilmesi veya bozulması talep edilir. İnceleme yapmaya yetkili mercii Yargıtay'dır. Temyize başvuru süresi 2 haftadır. Temyize ilişkin hükümler 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 286 il 307. maddeleri arasında hükmolunmuştur.
Olağanüstü kanun yolları: Kesin olmak üzere verilen kararlara veya kesinleşen kararlara karşı başvurulabilen kanun yoludur.
Olağanüstü İtiraz: Olağan kanun yolu sonunda Yargıtay Ceza Dairelerinden biri tarafından verilen hükümde bulunan hukuka aykırılığa karşı 30 gün içinde Yargıtay Ceza Kurulu'na başvurulmasıdır. Olağanüstü itiraz yoluna sadece Cumhuriyet Başsavcısı başvurabilir. 30 günlük süre, Yargıtay ilamının Cumhuriyet Başsavcısı'na verildiği tarihten itibaren başlar. Sanık lehine yapılacak Olağanüstü İtiraz için süre aranmaz.
Kanun Yararına Bozma: İstinaf ya da Yargıtay incelemesinden geçmeden kesinleşen kararlarda bulunan hukuka aykırılıklara karşı kural olarak Adalet Bakanlığı'nın, istisnai olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın talebiyle hükmün ilgili Yargıtay Ceza Dairesi tarafından incelenmesidir. Temyiz ya da istinaf için geçerli süre tamamlanmadan bu olağanüstü kanun yoluna başvurulamaz.
Yargılamanın Yenilenmesi: Olağanüstü kanun yolları içerisinde en son ve en ayrıntılı düzenlenen yoldur. 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 311 il 323. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Bu yola başvurma koşulları 311. maddede belirtilmiştir. Bu yola başvuru durumunda kararı veren mahkeme yargılamayı baştan tekrarlayarak yeniden karar verir. Başvuru için süre sınırlaması yoktur.