Tehdit Suçu

Tehdit Suçu

Hukuki destek için Avukat Mehmet Sinan Akkuş'u arayabilirsiniz
0 (532) 155 08 50

Kelime anlamı korkutmak, gözdağı vermek olan tehdit, bir suç tipi olarak Türk Ceza Kanunu’nda kişinin, bir başkasın veya yakınının hayatına, vücuduna,cinsel dokunulmazlığına veya mal varlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini belirtmesi veya iddia etmesiyle korkutma ya da mağduru bir şeyi yapmaya zorlamasıyla oluşmaktadır.

Tehdit suçu TCK madde 106’da aşağıdaki şekilde tanımlanmıştır;

  1. Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun kadına karşı işlenmesi hâlinde cezanın alt sınırı dokuz aydan az olamaz. Malvarlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

  2. Tehdidin;

    1. Silahla,
    2. Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
    3. Birden fazla kişi tarafından birlikte,
    4. Var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak, işlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
  3. Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.

Tehdit Neden Bir Suçtur?

Tehditin bir suç tipi olarak kabul edilmesinin nedeni, toplumun huzur ve sükununun korunması amacıdır. Korunmak istenen asıl değer de kişinin karar verme özgürlüğüdür.

Tehdit Suçu Nasıl Oluşur?

Bu suçun işlenmiş olması için bir kişinin, mağdura veya mağdurun bir yakının can, mal veya cinsel güvenliğine bir zarar verebileceği imasında bulunması ile mağdurun kendisine ya da bir yakınına zarar geleceğinden endişe duymuş olmasıyla tehdit suçu işlenmiş olur. Mağdura karşı yapılan hareketin mağdurda endişe veya korku yaratmamış olması, tehdit suçunu oluşturmamış olacaktır. Hareketin kasten yapılmış olması ve mağdurun korkması ile zarara uğraması amacı taşıyor olması gerekmektedir.

Tehdit Suçunun Tarafları Kimlerdir?

Fail: Tehdit fiilini gerçekleştiren kişidir. Bu suçun faili herkes olabilmektedir.

Mağdur: Suçtan zarar gören, tehdit suçuna maruz kalan kişidir. Mağdur, kendisine karşı işlenen tehdidin anlam ve sonuçlarını kavrayabilecek durumda olmalıdır. Örnek olarak ayırt edebilme gücü olmayan bir akıl hastasının tehdit edilebilmesi mümkün değildir.

Tehdit Suçunda Daha Az Ceza Verilmesini Gerektiren Durumlar Nelerdir?

Failin mağduru, malvarlığı bakımından büyük bir zarara uğratacağı veya başka bir kötülük yapacağı şeklinde tehdit etmesi halinde daha az ceza verilmektedir.

Tehdit Suçunda Daha Fazla Ceza Verilmesini Gerektiren Durumlar Nelerdir?

  • Suçun silahla işlenmesi,
  • Suçun, kişinin kendisini tanınmayacak duruma getirmesi, imzasız mektupla veya özel işaretlerle işlenmesi,
  • Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi,
  • Suçun var olan veya varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak işlenmesi.

Tehdit Suçuna Teşebbüs Mümkün Müdür?

Tehdit suçuna teşebbüs mümkündür. Tehdidin, mağduru korkutmadığı durumlarda da tehdit suçu gerçekleşmiş olur ki önemli olan tehdit eyleminin, mağdura yöneltilmesidir. Tehdit içeren bir mektubun veya mesajın mağdura ulaşmadığı durumlarda ise suç teşebbüs aşamasında kalmış olmaktadır.

Tehdit Suçunda Birden Fazla Ceza Nasıl Hesaplanır?

  • Failin tehdit suçuyla beraber; yağma, konut dokunulmazlığını ihlal suçlarını işlemesi halinde bileşik suç hükümleri uygulanır. Bu durumda fail her suçtan ayrı ayrı cezalandırılmayacaktır. Bileşik suç, TCK madde 42’de: “Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz” şeklinde belirtilmiştir.

  • Failin, tek bir fiille birden fazla kişiyi tehdit etmesi veya aynı mağduru değişik zamanlarda tehdit etmesi halinde zincirleme suç hükümleri uygulanır. Zincirleme suç hükmü: “Bir failin aynı suç işleme kararı çerçevesinde aynı mağdura karşı aynı suçu birden fazla kere işlemesi veya failin tek seferde birden fazla kişiye karşı suç işlemesi durumunda kendisi hakkında tek bir cezaya hükmedilmesi, ancak cezasının hüküm uyarınca dörtte birden dörtte üçe kadar artırılarak verilmesidir.”

  • Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçlarının işlenmesi halinde gerçek içtima hükümleri uygulanarak her suçtan ayrı ceza verilir. Gerçek içtima: “Failin işlediği her suçun karşılığında ayrı ayrı cezalandırılmasıdır.”

Tehdit Suçunda Görevli Mahkeme

Ağır ceza mahkemesinin görevine girmeyen suçlarda kanunda ayrıca özel bir düzenleme bulunmadığı sürece görevli mahkeme asliye ceza mahkemesidir.

Tehdit Suçu İle İgili Yargıtay Kararları

Yargıtay 4. Ceza Dairesi E. 2013/39474 - 2017/12287 K

”...Aralarında öncesine dayalı husumet bulunan sanığın, köy içerisinde karşılaştığı mağdura saldırarak vurmaya başladığı, mağdurun, sanığın ellerinden tutarak kendisini korumaya çalışması üzerine sanığın saldırırken “iki sene de yatsan 10 sene de yatsan seni vurup temizleyeceğim” diyerek cebinden çıkardığı bıçakla mağduru yaraladığı olayda, mahkemenin hem yaralama hem de tehdit suçlarından ceza verdiği, ancak özel bir maddi içtima kuralı olarak düzenlenen TCK’nın 106/3. maddesi uyarınca iki ayrı eylem ve suçtan söz edilebilmesi için yaralama fiilinin tehdit amacıyla işlenmesinin zorunlu bulunması karşısında, yaralama eyleminin tehdit amacıyla işlendiğine dair delil bulunmaması ve sanığın yaralama kastını açıklamaya yönelik olarak söylediği sözlerin ayrıca tehdit suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden, tehdit suçundan beraat yerine mahkumiyet kararı verilmesi kanuna aykırı ve sanığın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi…”

Yargıtay 4. Ceza Dairesi E. 2014/8234 - 2016/11341 K

“...Sanığın devam eden olayda, önce katılanları gitmeleri halinde balkondan sarkıttığı bebeği aşağı atıp öldürmekle tehdit ettiği, sonrasında da elinde bıçakla aşağıya inerek ölümle tehdidini yinelediğinin anlaşılması karşısında, eylemlerinin bir bütün halinde TCK'nın 106/2-a, 43/2-1 maddelerine uyduğu gözetilmeden, iki ayrı tehdit suçundan hüküm kurulması hükmün bozulmasını gerektirmiştir…”

Yargıtay 4. Ceza Dairesi E. 2005/10615 - 2006/16834 K

“...Tehdit suçunun manevi öğesi genel kasttan ibaret olup genel kast, suçun yasal tanımındaki unsurlarının bilerek ve istenerek işlenmesini ifade eder. Olayda tasarlamanın varlığı aranmadığı gibi, saikin de önemi yoktur. Kavga ve tartışma sırasında haksız bir fiilin kendisinde husule getirdiği şiddetli öfke ve elemin (gazabın) failin iradesini etkileyen bir etken olarak kusur yeteneğinde meydana getirdiği azalma nedeniyle koşulları varsa ancak yasal indirim nedeni olarak kabul edilebilir ise de, önceden ilke boyutunda kastı kaldıran ve suçun oluşumunu engelleyen bir husus olarak kabulü mümkün değildir…”

Yargıtay 4. Ceza Dairesi E. 2013/31579 - 2016/4629 K

“...Müştekileri silahla tehdit etmesi eyleminin, yağma suçunu işlemek için tehdidini güçlendirmek niteliğinde olduğu gözetilmeden, ikinci eylemin ilk eylemden bağımsız olduğunu kabulle, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle silahla tehdit suçundan da mahkumiyet kararı verilmesi hükmün bozulmasını gerektirmiştir…”

Yargıtay 4. Ceza Dairesi E. 2015/9171 - 2015/11034 K

“...Hakaret suçu yükletilen sanık hakkında kurulan hükümde tehdide konu sözün, sonuç almaya elverişli, objektif olarak katılan üzerinde ciddi bir korku ve endişe doğuracak nitelikte bulunmaması nedeniyle tehdit suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden, hükümlülük kararı verilmesi, bozmayı gerektirmiştir. Hükmün bozulmasına karar verilmiştir…”

Yargıtay 4. Ceza Dairesi E. 2002/2976 - 2002/6414 K

“...Sanığın silahla ateş etme eyleminin tahrik altında silahla tehdit suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun nitelendirilmesinde yanılgıya düşülerek sair tehdidat olarak nitelendirilmesi yerinde değildir…”