Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

Hukuki destek için Avukat Mehmet Sinan Akkuş'u arayabilirsiniz
0 (532) 155 08 50

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) nedir?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını; hukukumuzda herhangi bir ceza mahkemesi tarafından verilen ceza kararının, sanığın 5 yıllık denetim süresi içerisinde, kanunda belirlenen ve mahkemece takdir edilen koşullara uyması, özellikle herhangi bir başka suç işlememesi şartıyla beklemeye alınması, açıklanmaması, yani hukuki bir sonuç doğurmaması şeklinde kısaca tanımlayabiliriz.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı sonrası sanık, 5 yıllık denetim süresi boyunca, denetim koşullarına uyar ve kasıtlı bir suç işlemezse, dava düşmekte ve söz konusu hüküm bir sonuç doğurmadan kaybolmaktadır. Ceza Muhakemesi Kanunumuzun 231. maddesine baktığımızda;

“Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, müsadereye (ele geçirilen malların mülkiyet haklarının devlete geçirilmesine) ilişkin hükümler hariç, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.”

şeklinde hüküm karşımıza çıkmaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasının Şartları Nelerdir?

  1. Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
  2. Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
  3. Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın; aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
  4. Sanığın işlediği suçun 2 yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasını gerektiren bir suç olması,
  5. Sanık hakkında HAGB kararı verilmesini kabul etmesi gerekmektedir.

Aksi takdirde HAGB kararı verilememektedir. Kanunda yer alan şartların tamamını sağlayan sanık hakkında ancak HAGB kararı verilebilmektedir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Ne Zaman Başlar?

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının başlaması için, ceza mahkemesinin kararını açıklaması ve sonrasında tarafların itiraz süresi içerisinde karara itiraz etmemeleri veya itiraz edilmesinin ardından itirazın reddedilmesi ile HAGB kararı kesinleşmektedir. HAGB kararının kesinleşmesiyle sanığın 5 yıl boyunca başka bir suça karışmaması gereken süre de başlamaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı sonrası istinaf aşamasına başvurulabilir mi?

01/06/2024 tarihinden önce HAGB kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulamıyor, sadece bu karara itiraz edilebiliyordu. Ancak, 01/06/2024 tarihinden sonra verilen HAGB kararları için istinaf kanun yolu açılarak HAGB kararının taraflara tebliğ edilmesinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde istinaf yoluna başvurulabilmektedir. Sanık, HAGB kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurabilmektedir. Ancak, bizler uzman bir ceza avukatı yardımıyla sanığın bu aşamada kendini savunmasını tavsiye ediyoruz.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı varken yurt dışına çıkılır mı?

Hakkında HAGB kararı verilen sanık için bir adli kontrol şartı olan yurt dışına çıkış yasağı uygulanmamaktadır. HAGB bir adli kontrol şartı içermemekte, sanığın başka bir suça karışmamasına teşvik etmeyi ve topluma kazandırmayı amaçlamaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması adli sicil kaydında görünür mü?

HAGB kararları adli sicil kaydında görünmemektedir. HAGB kararları özel bir sicile kaydedilmekte, 5 yıllık denetim süresinin sorunsuz bir şekilde sona ermesinin akabinde HAGB kararı bu sistemden de silinerek ortadan kaldırılmaktadır.

Birden Fazla HAGB kararı verilebilir mi?

Sanık hakkında daha önceden verilmiş bir HAGB kararı varsa ve bu kararın üzerinden 5 yıl geçmemişse, sanığın kasıtlı suç işlemediği hallerde ikinci bir HAGB kararı verilebilmektedir.

HAGB Kararı memuriyete engel oluşturur mu?

Devlet memurları kanunumuzun 48. maddesinin 5-a fıkrası hükmünde; "devlet memuru olabilmek için kişi hakkında kesinleşmiş bir mahkumiyet hükmü bulunmaması şartı" aranmaktadır. Dolayısıyla, HAGB kararı kesinleşmiş bir mahkumiyet kararı olmadığı için devlet memuru olunabilmesine engel oluşturmamaktadır.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması ile ilgili Yargıtay Kararları:

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi T.18.09.2017, 2017/2801 E. , 2017/4714 K.

...CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade eder.” Ceza mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile sonuçlanan kararı, kesinleşmiş bir mahkûmiyet niteliğinde olmadığı gibi, Borçlar Kanununun 74. maddesi anlamında hukuk hâkimi yönünden bağlayıcılığı yoktur. Ceza dosyasının incelenmesinde, ceza mahkemesince hangi ifadelerin hakaret suçunu oluşturduğu, davalının leh ve aleyhine tanık beyanlarının hangisine üstünlük tanındığı, hangi tanık beyanına neden itibar edildiği de tartışılmadan, genel ifadelerle davalının cezalandırılmasına karar verilmiştir. Olayın akabinde sıcağı sıcağına Savcılık soruşturmasında alınan ilk tanık ifadeleri ve yargılama sırasında dinlenen tanık ifadelerinin birlikte değerlendirilmesinde, davalının davacıya yönelik hakaret mahiyetinde söz ve davranışının varlığının sübut bulmadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda anılan kanun hükmü gereği, açıklanması geri bırakılan mahkûmiyet hükmünün, hukuk hâkimi yönünden bağlayıcılığı da yoktur.…“

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2014/43281 E. , 2019/1381 K.

“...5271 sayılı CMK’nın 231/6-c maddesinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanabilmesi için açıkça “sanığın kabulü” ibaresine yer verildiğinden, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun ne olduğu ve sonuçları hakkında sanığa bilgi verilmesi ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını isteyip istemediğinin sorulması gerekliliği karşısında, yargılama sürecindeki davranışları olumlu bulunarak, takdiri indirim uygulanan ve hapis cezası ertelenen sanığa, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasını isteyip istemediği sorulmaksızın, “sanığın kabulü olmadığı için hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmediği” şeklindeki yerinde görülmeyen gerekçeyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemesi, bozma nedenidir…”

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/7694 E. , 2023/4635 K.

“...5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231 inci maddesi uyarınca açıklanması geri bırakılan hükmün, sanığın denetim süresi içinde yeni bir suç işlemesi sebebiyle yeniden ele alınıp hükmün açıklanmasına karar verildiğinde, aynı kanunun 231 inci maddesinin onbirinci fıkrası uyarınca önceki hükümde değişiklik yapılmadan aynen açıklanması, ancak kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumu değerlendirilerek, cezanın yarısına kadar belirlenecek bir kısmının infaz edilmemesi ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine dair cezanın bireyselleştirilmesi hükümlerinin tatbik edilebileceği, bunun dışındaki hususlarda hükmün değiştirilemeyeceği gözetilmeden, yasal zorunluluk hali de bulunmadığı halde denetim süresi içerisinde suç işlediği anlaşılan sanık hakkında hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerekirken, bu hususa riayet edilmeyerek önceki hükümde değişiklik yaparak, açıklanması geri bırakılan hükümle birlikte verilen uzun süreli hapis cezasının açıklanan hükümde adli para cezasına çevrilmesi hukuka aykırı bulunmuş ve bozma sebebi sayılmıştır…”

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması İle İlgili Danıştay Kararları:

Danıştay 12. Daire - Karar: 2012/3553

“...Disiplin cezaları ve ceza verilmesine neden olan eylemler memurların çalıştıkları kurumun düzenine aykırı fiilleri nedeniyle kendilerine uygulanan zorlayıcı önlemler niteliğindedir. Disiplin cezasını gerektiren fiilin niteliğine göre ceza yargılamasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olması disiplin hukuku yönünden ortada bir ceza mahkumiyeti bulunmadığından bahisle disiplin cezası uygulanmaması sonucunu doğurmayacaktır. 1702 sayılı ilk ve Orta Tedrisat Muallimlerinin Terfi ve Tecziyeleri Hakkında Kanunun “meslekten çıkarma” cezasının uygulanacağı halleri düzenleyen 27 nci maddesinde “Gerek talebeye karşı ve gerek hariçte muallimlik sıfatı ile telif edilmeyen iffetsizliğin sabit olması” hali sayılmıştır. İşlenen fiilin niteliğinin yürütülen görevin gerektirdiği niteliklerin kaybedilmesi mahiyetinde olduğu hallerde fiilin karşılığı disiplin cezasının uygulanması yargı kararıyla suçun sabit olması hususu dikkate alınarak kamu görevlisinin tabi olduğu mevzuat yönünden değerlendirilmelidir. 17 yaşındaki öğrencisiyle cebir, tehdit ve hile olmaksızın cinsel ilişikte bulunan öğretmenin 1702 sayılı Yasada karşılığını bulan fiilinin sübut bulduğu sonucuna varılmakta olup, anılan Yasanın 27/1 maddesi uyarınca tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir…”

Danıştay 8. Daire - KARAR: 2013/3154

“...Polis Meslek Yüksekokulları Giriş Yönetmeliğinin 8. maddesinin (h) bendinde; TCK 53. maddede belirtilen süreler geçmiş olsa bile; üst sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezası öngörülen kasten işlenmiş suçlar ile 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48/A-5 maddesinde sayılan suçlardan dolayı, a-) affa uğramış veya yasaklanmış haklar geri verilmiş olsa dahi mahkûmiyeti bulunmamak, b-) hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmemiş olmak, c-) devam etmekte olan bir kovuşturma bulunmamak veya kovuşturması uzlaşma ile neticelenmemiş olmak şartları aranmaktadır. Somut olayda; kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde satın almak, kullanmak veya bulundurmak suçundan yargılanan davacının “güvenlik soruşturmasının olumsuz olması” gerekçe gösterilerek Polis Meslek Yüksek Okulundan ilişiği kesilmiştir. Davacı yargılama neticesinde beraat ettiğine göre, hakkındaki güvenlik soruşturmasının olumsuz neticelendiğinden bahisle ilişik kesme işlemi hukuka aykırıdır…”

Danıştay 12. Daire - Karar No: 2008/4502

“…Davacı polis memuru iken, dolandırıcılık suçundan kesinleşmiş mahkumiyeti nedeniyle görevine son verilmiştir. Davacının uyarlama talebiyle yaptığı başvuru üzerine hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiştir. Devlet memurlarının 657 sayılı Yasanın 98/b maddesi uyarınca görevlerine son verilmesi işleminin sebep unsurunu 48. maddede sayılan ve memuriyete engel kabul edilen bir suçtan mahkumiyet ve bu mahkumiyete ilişkin kesinleşmiş bir mahkeme kararı oluşturmaktadır. Bu durumda davacının memuriyetine engel olacak nitelikte bir suçtan mahkum olduğundan söz edilemeyeceğinden, polis memuru davacı hakkındaki göreve son verme işleminin iptali istemiyle açılan davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır…”