İmar Kirliğine Neden Olma Suçu

İmar Kirliğine Neden Olma Suçu

Hukuki destek için Avukat Mehmet Sinan Akkuş'u arayabilirsiniz
0 (532) 155 08 50

Yerel yönetimler tarafından hazırlanan imar planlarına uyulmadan, yapı ruhsatı ve inşaat izinleri alınmadan inşa edilmiş kaçak yapılar imar kirliliğine neden olmaktadır. İmar kirliliğine neden olmak suç olup, bu husus TCK madde 184’te;

  1. Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  2. Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
  3. Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”

şeklinde açıklanmıştır. Yürürlükte olan imar planlarına uyulmadan yapılan kaçak yapılar inşa edildiği yerin estetiğini ve sağlıklı büyümesini bozmaktadır. İmar kirliliği, çarpık kentleşme olarak da bilinmektedir. Usulüne uygun alınmış ruhsata uymayan yapılar da imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturmaktadır.

İmar kirliliğine sebep olan yapılara örnekler

İmar kirliliğine sebep olan kaçak yapılar Plansız Alan Yönetmeliğinin 4. maddesinde yer bulmuştur. Buna göre;

  • Muhtarlığa bildirim yapılmadan başlanan yapılar,
  • ruhsatsız, ruhsat ve eklerine aykırı yapılar,
  • fen ve sağlık kurallarına aykırı yapılar,
  • kat nizamı, taban alanı, komşu mesafeleri, ön cephe hattı, bina derinliği ve benzeri konularda yapıldığı dönemdeki mevzuat hükümlerine uygun olmayan yapılar,
  • komşu parsele, yola, kamu hizmet ve tesisleri için ayrılmış alanlara tecavüz eden yapılar,
  • inşaat yasağı olan yerlere inşa edilen yapılar imar kirliliğine sebep olan kaçak yapılara örnek gösterilmiştir.

Kaçak yapının yıkılması yargılama esnasında durdurulabilir mi?

İmar kirliliğine neden olan kişilere cezai yaptırımlar uygulanabileceği gibi, inşa edilen veya edilmekte olan kaçak yapı hakkında yıkım kararı da verilebilmektedir. Bu tarz bir ceza hakkında yıkım kararının iptali davası açılabilir, fakat iptal davası yıkım kararını durdurmaz. İdarenin eylem ve işlemlerininin geri dönülemez telafisi mümkün olmayan sonuçlara yol açabileceği durumlarda yürütmenin durdurulması talebinde bulunulabilir. Böylece telafisi mümkün olmayan eylemin durdurulması sağlanır.

İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu Sayılmayan Haller

  • Bina içerisinde yapılan bölümler; Bina içerisinde duvar örmek, farklı bölüm oluşturmak.
  • Balkon ve terasların kapatılması
  • Sabit olmayan geçici baraka ve eklentiler yapılması
  • TCK madde 184’ün yürürlüğe girdiği tarihten önceki (12/10/2004) yapılar, imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturmamaktadır.

İmar planlarının iptali davası açılabilir mi?

İmar Davaları yazımızda detaylı anlattığımız üzere hukuka aykırı olduğu düşünülen imar planı hakkında iptal davası açılabilir.

İmar kirliliğine neden olma suçunda hangi mahkeme görevlidir?

İmar kirliliğine neden olma suçunda görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesi olup, suç konusu yapının bulunduğu yerdeki Asliye Ceza Mahkemesi yetkilidir.

İmar kirliliğine neden olma suçu zaman aşımına uğrar mı?

İmar kirliliğine neden olma suçunun dava zamanaşımı süresi 8 senedir. Bu suç, şikayete tabi değildir. Cumhuriyet savcılığı, suçun işlendiği tarihten itibaren 8 sene içerisinde soruşturma başlatacak, aksi takdirde bu süre geçtikten sonra soruşturma başlatamayacaktır.

İmar kirliliğine neden olma suçunda etkin pişmanlık

İmar kirliliğine neden olma suçunda etkin pişmanlık hükümleri TCK 184/5’te ifade edilmiştir. TCK 184/5’te; “Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar” şeklinde açıklanmıştır.

İmar kirliliğine neden olma suçunun cezası nedir?

İmar kirliliğine neden olma suçu işlenmesi halinde hükmolunacak ceza, Türk Ceza Kanununun 184. maddesinde ifade edilmiştir. İlgili madde;

  1. Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
  2. Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
  3. Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”

şeklinde ifade edilmiştir.

İmar kirliliğine neden olma suçu ile ilgili bir kısım Yargıtay Kararları

4. CD. 01/12/2008, 4245/21361

...3194 sayılı İmar Kanunu’nun 1, 2 ve 21. maddeleri ile “Belediye ve Mücavir Alan Sınırları İçinde ve Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliği” hükümlerine göre, imar planı bulunmayan alanlarda da bina yapılması için merciinden yapı ruhsatı alınmasının zorunlu olduğu ve İmar Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca, mücavir alanların imar mevzuatı bakımından belediyelerin yetki, denetim ve sorumluluğu altında bulunduğu gözetilmeden, sanık hakkında ruhsatsız bina yapmak suretiyle imar kirliliğine neden olma suçundan hüküm verilmesi yerine, binanın belediye mücavir alan sınırları içinde kaldığı ve imar planı bulunmadığı biçimindeki yasal olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi yasaya aykırıdır...

4. CD. 05/04/2010, 10054/5938

5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 184.maddesinin 12.10.2004 tarihinde yürürlüğe girmiş olması, sanık tarafından ruhsatsız olarak yapılan inşaatta, zemin ve 1.katlar kullanır halde 2.katın ise kolonları dikili, tuğla duvarlarının kısmen örülü olduğunun 14.4.2005 tarihinde tespit edilmiş olması karşısında, tutanak düzenleyicilerinin yöntemince dinlenerek tutanağın düzenlenmesi sırasında sanığın fiilen inşaata devam edip etmediği hususunda görgülerinin sorulması, bilirkişiye inşaatın yapım tarihinin duraksamaya yer bırakmayacak biçimde tespitine yönelik teknik verilerin açıklattırılması ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir.