İzmir ceza davalarına bakan avukat araştırmasından önce ceza davalarındaki sürecin bilinmesi hem araştırma için hem de kişileri bekleyen sürece hakim olmak için önem arz etmektedir. Ceza soruşturmaları ve kovuşturmaları, neticesi hapis cezası ile cezalandırılma sonucunu doğurabileceğinden dikkatli takip edilmesi gereken bir süreçtir. Res’en araştırma ilkesi gereğince suçun ortaya çıkarılmasında adli makamlar araştırmalarını talebe bağlı olmaksızın yaparlar. Bu ise müşteki, şüpheli veya sanığın süreçte etkin olmasına engel bir durum değildir. İzmir ceza davalarına bakan avukat, bu süreçte müvekkilin lehine olabilecek hususlarda soruşturma ve kovuşturmalara etkin olarak dahil olmaktadır. Zira şüpheli veya sanığın cezalandırılmasında haksız tahrik, meşru müdafaa, suçun manevi unsuru (kast, taksir), maddi unsuru, kastın yoğunluğu, takdiri indirim nedeni, etkin pişmanlık, cezanın alt ve üst unsuru dikkate alınan hususlardır.
İlk derece mahkemesinin sanığı cezalandırılmasından sonra ise gerekli itiraz ve temyizlerin yapılması hayati bir konudur. Bu aşamada sürelerin kaçırılması halinde sanık hakkında ceza kesinleşir ve cezanın infazına başlanır. Bir başka hayati konu ise Yargıtay incelemesi için gönderilen temyiz dilekçesidir. CMK’nın 301. Maddesi uyarınca “Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.” Bu nedenle temyiz dilekçesinde herhangi bir hususun unutulması Yargıtay incelemesinde o hususun dikkate alınmamasına ve belki de sanık hakkında verilen mahkumiyet kararının bozulacak iken onanması sonucunu doğuracaktır. İzmir ceza davalarına bakan avukat, suça ilişkin müvekkillerin bilgi verdiği andan kararın infaz aşamasına kadar çok titiz ve dikkatli bir çalışma ile müvekkillerini temsil etmektedir.