Türk ceza hukuku temelde üç kanun doğrultusunda uygulanır. Bunlar;
- 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu,
- 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu,
- 5275 Sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu.
Ceza Hukukunun temel amacı suç ile bozulan hukuki barışın yeniden tesis edilmesini sağlamaktır. Bunun için suç şüphesinin öğrenilmesinden, hükmün kesinleşmesine kadar bir süreç işletilir. Mahkumiyet kararı varsa cezanın çekilmesinin tamamlanması sağlanır.
Yalnızca ceza hukukunda özgürlüğü kısıtlayıcı nitelikte ve ağır ceza ve tedbirler uygulanır. Bu tedbirler;
- Soruşturma sırasında göz altına alma,
- Soruşturma sırasında tutuklama,
- Yargılama sonunda hapis cezasına ilişkin mahkumiyet kararı,
- Yargılama sonunda adli para cezasına ilişkin mahkumiyet kararı.
Bu özellik, ceza hukukunu diğer hukuk dallarından ayıran en önemli özelliktir. Bu nedenle hakkında mahkumiyet kararı verilen kişiler için yapılan hukuki çalışmalar çok önemlidir. Uzun süre özgürlükten mahrum olma ihtimali ciddi hukuki hazırlık ve savunma gerektirmektedir.
Soruşturma evresinden itibaren suç işlediği iddia edilen şüpheli hakkında etkili savunma yapılmalıdır. Şüpheli, sanık veya bu kişilerin ceza avukatı savunma yaparken özellikle aşağıda yer alan amaçlar gözetilmelidir;
- Soruşturma aşamasında şüphelinin suç işlemediği, kamu davası açılması için yeterli suç şüphesi bulunmadığı,
- Kovuşturma evresinde sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmemesi ya da daha az ceza verilmesinin sağlanması.
Bu amaçlara ulaşabilmek kolay değildir. Bu nedenle bu amaçlara ulaşabilmek için ceza hukuku alanında uzman bir avukatın yardımı gerekmektedir.
Ceza davasında yalnızca sanıklar yer almazlar. Ceza davasında sanıktan başka aşağıda bulunan kişiler de yer alabilmektedir;
- Suçtan zarar görenler,
- Malen sorumlular.
Suçtan zarar görenler ve malen sorumlular da etkili biçimde temsil edilmelidir. Bu durum da ceza hukuku alanında uzman avukatın yardımından yararlanmayı gerektirmektedir.